Fakat modayı sevmeyen ve buna karşı çıkan belli bir grup sanatçı Londra banliyölerinde farklı bir akım geliştirmişlerdir. Kır stilinin karması olan bu tarz, İngiltere’den sonra güneşi ve yazı en çok kabul eden Los Angeles ve San Francisco’ya sıçramış buralardan sonra da tüm dünyada etkili olmayı başarmıştır. Anne sevgisini ve dokunuşunu içerisinde besleyen Shabby Chic hiç modası geçmeyecek şekilde doğmayı başardı. 

Ünlü dekoratör Rachel Ashwell o yıllarda verdiği bir dergi röportajında kullandığı tabir olan ‘Shabby Chic’ Türkçe karşılığı ‘eski püskü şıklık’ olarak çevriliyor. Bazı yönleri ile Vintage tarzı yansıtan bu akım, aslında içerisinde Country Stili de barındırıyor. Eski mobilyaların yenilenip boyanması veya tamir edilmesi fakat dokusundaki ruhu kaybettirmemek Shabby Chic tarzın sadece bir özelliği. Kır stilinin vazgeçilmezi olan çiçek, gül, yaprak ya da ağaç desenleri bu tarzda da ön planda. Doğanın dingin ruhunu bilen ve önemseyen melez stil, açık tonların, pastel ve nötr renklerin başlıca yansıtıcısı. Dantellerin sandıkta beklemediği bu tarzda babaannelerden kalma iğne oyaları ve kanaviçe işlemeli masa örtüleri gene gül veya çiçek desenli yemek tabaklarına eşlik eder. 

Fransız ve İskandinav Stilin etkileriyle de harmanlanan Shabby Chic, eskinin yeniden düzenlenmesini sanatsal şekilde yapar. Feminen stilin ağır bastığı bu tasarım, geleneksel dekoru ışığın gücüyle süsler. Perdelerin İngiliz detayı olarak gül motiflerinin açtığı, kır evlerinde yatak örtüsü, yastık kılıfı, koltuk örtüsü gibi tekstilde de bahar gelmişçesine çiçek açar. Shabby Chic stilde beyaz kutsaldır ve eviniz nerede olursa olsun böylece ferahlığını korur. Süper Mat Beyaz panelin mutfaktaki dolaplarda, girişteki dresuarlarda ya da yatak odasındaki dolabınızda ferahlığınızı ve zerafetinizi simgeler. Ahşabın enerjisi ile dinginliğin sağlanması romantik olmayı ve hayal gücünüzü harekete geçirmeyi, nerede olursanız olun eskinin ruhu ile mutlu olmayı hedefler.